Pazartesi, Ekim 23, 2006

boş

bir kimseye
bir nesneye
bir yere ait olamama hissini bilir misin?

dokundukların senin değil
özlediklerin yoklar aslında
baktığın sen değilsin aynada
ayna sana ait değil...


bazı bazı
yok olmak istemedin mi
veya uçmak uzaklara?
çok uzaklara...
yoksunluğundan kanatlarının
ait hissetmediğin yerlere takılı kalmak
basit bir labirentte
günlerce kaybolmak
başına gelmedi mi...


bilmez misin
ağlamamayı öğrettiler bize
oysa ağlamak bir aidiyetti
gözyaşların sana aittir
bir tek sen bilirsin neden ıslandığını yağmurlarında...


bir kimseye ait olamama hissine gelince
o zaten
bir hissizliğin verdiği histen ibaret değil midir...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Yine bir kendini sorgulama yaşadım Beratcığım çok sevdim bu yeni alışkanlığını..
Doğru söylüyorsun canım hele bir de yalnızlığı, yalnızca kendine ait olmayı, uzun uzun tadınca, artık eskisi gibi olamıyorum. Kapımı çalanları ayak üstü sorguluyorum, kimine evde yokmuş gibi davranıyorum. Fakat öyle bir yalnızlık öyle bir sessizlik istiyorum ki bazen camı kapatıp hayatın sesini kısıyorum veya yağmurla arama şemsiyemi bile sokmayıp sırılsıklam oluyorum..

Adsız dedi ki...

Yine bir kendini sorgulama yaşadım Beratcığım çok sevdim bu yeni alışkanlığını..
Doğru söylüyorsun canım hele bir de yalnızlığı, yalnızca kendine ait olmayı, uzun uzun tadınca, artık eskisi gibi olamıyorum. Kapımı çalanları ayak üstü sorguluyorum, kimine evde yokmuş gibi davranıyorum. Fakat öyle bir yalnızlık öyle bir sessizlik istiyorum ki bazen camı kapatıp hayatın sesini kısıyorum veya yağmurla arama şemsiyemi bile sokmayıp sırılsıklam oluyorum..

Ergun Calisgan dedi ki...

o hissi dünyanın hem en güzel hem de en zor hissedilen duygusudur aslında. İnsan bazen sıkılır dış dünyasından özünü görmek ister; çünkü o dünya bir ölüm kadar gerçek, bir bebek kadar saftır. Bizler dış dünyamızdaki kötülüklerin farkına vardıkça içimize döneriz çünkü gerçeği yaşamayı isteriz yalanı değil bilirizki ne gerçek olmayan doğrular güzeldir ne de yalan olan hüzünler...
Dediğin gibi kötüdür ağlamak onlara göre bizi yıprattığını düşünürler acının; ancak tersine acı insanı yeniden yaratır. Onu önce kendi kabuğuna sokar şekillendirir ve tekrar hayata döndürür; ama onlar yeniden doğmamızı istemezler Beratcım; çünkü bilirlerki yeniden doğan bizler onları zora sokarız, bir şeylerin farkına varırız ve bu onların da değişmesini gerektirir ileride. Bu nedenledirki "o" insanların bencilliği yüzünden bizler üzülürüz ama birtürlü ağlayamayız haykıra haykıra. Uzaklara gitmek isteriz işte tam o anda çook uzaklara insansız olan yerlere, kendimizin kendimizi dinleyebileceği dertlerimizi özgürce haykırabileceğimiz yerlere. Ve bir gün gelir kendimizi buluruz o muhteşem yerde; yaratırız kendimizi sil baştan, fakat bu sefer de rahat duramayız tekrardan koşarız kalabalığa ve birdaha çıkmayız oradan kendimizi yeniden kaybedene dek.. güzellği burdan gelir bu "uzak" kelimesinin. Orası uzaktır bizlere ama hep gidilmesi gereken uzak, her defasında ulaşılıp geri dönülmesi gerken yer hadi herkes gitsin oraya eğer orada değilse ya da gelin buraya eğer hala oradaysanız; çünkü bir yere bağlanmak hayatı bir noktadan sonra kilitler ve yaşanmaz kılar..

Uzak; tekrar doğmak için peşinden koşulan yalnızlıktır ve hiç ulaşılamaz sanarken, birden terk ettiğimiz duygularımızdır...

Emir Bey dedi ki...

seni ayakta alkışlıyorum Berat Hanımcım :D

Yasin Cem Kandemir dedi ki...

mutlu bayramlar:)

Adsız dedi ki...

didem:
şemsiyeyi açma hiç...bırak

soldierday:
uzak daha güzel açıklanamaz, teşekkür ederim

emir bey:
teşekkür ederim:)...

kadifedenkesesi:
:)iyi bayramlar

Adsız dedi ki...

oyy bu kadar mı "ben" olur bir insan? Hani dediğin o sana ait olmayan var ya,ben çok şanslıyım çünkü benim aynam ilkokul 2 'den beri benimle... Daha ne diyeyim,alkışşşş...