Pazartesi, Ekim 23, 2006

planlar

kaç gündür size güzel şeyler yazmak istiyordum başımdan geçen veya beni düşündüren, yeni şeyler öğrendim bu günlerde...yeni yeni planlarım var hadi bakalım...

dedim ya uzaklara çok uzaklara
çok da zor değil aslında gitmeye karar vermek, nereye gideceğin önemli ya da daha da önemlisi kiminle gideceğin...bilirsiniz ki bazen nereye gittiğimiz önemli değil;önemli olan kiminle gittiğimiz...ama konudan sapmadan,
en yakın gidebileceğim yerler arasında İstanbul şehri var...
"İstanbul Gezi Rehberi"ni kapıp gezsem şöyle gizli saklı kalmış yerleri...
neden sen İstanbul'da değil misin?diye sorarsa eğer Sabancı dışı arkadaşlarım, hayır değilim...ben rahmetli dedemin dediği gibi "yorgun domuzun bile dinlenemeyeceği kadar uzak" bir yerdeyim:)
evet listenin başında istanbul var, hatta bu güzel şehri benim kadar seven biri varsa bana da gidilecek güzel keşfedilmemiş yerler listesi yapsın göndersin, çok güzel olur!

bu arada bizde 3 gündür kalan Meksikalı 76 yaşında bir teyzecik var çok tatlı kendisi, çok şey öğrendim bizim kültürlere dair mesela aklıma gelenleri söyleyeyim:
_Meksikalı bir atasözü: La sopa, el cafe y la mujer debe ser caliente (çorba, kahve ve kadın sıcak olmalı!):)

_Tavuğu biz beyaz et diye bilirdik meğer öyle değilmiş Meksika'da
tavuklu çorba yapıyorduk geçende "Aa...sizin tavuklar beyaz" dedi ben de "hmm...ilginç bir saptama" derken anlattı ki sarı bir çiçekle boyuyorlarmış tavukları, farklı bir lezzet veriyormuş...

_Çok gezmiş bir de bu güzel teyzemiz...adı Gildarda bu arada:) Guatemalalı biriyle evlendiği için uzun yıllar Guatemala'da yaşamış annemlerle tanışmaları öyle gerçekleşmiş...bize uzuuun uzuuuun Küba'yı anlattı
ki Küba benim en çok gitmek istediğim yerdir!!
bütün Latin Amerikalı kadınların ortak özelliği gibi Gildarda da çok konuşmaktadır:)ama çok ilginç şeylerden bahsetmektedir o yüzden gece geç saate kadar o anlattı Küba'yı ben dinledim...
insanlar çok yardımsevermişler, Küba tıp eğitimiyle ünlüymüş Amerikalı doktorlar oraya ihtisas yapmaya giderlermiş. Çok neşeli olduklarını da unutmamak gerekir bakınız şen bir Kübalı:



bu güzel insanı İstanbul Caz Festivalinde 2003 yılında izlemiştim, nasıl dans ediyor, nasıl salsalar merengueler...yetmez öğretsen zeybeğin allahını oynar düşün ki...(abarttım mı ki?:)
konser boyunca kimse oturmadı, her şarkıya uydurduğu ritmle "Mehaba Estambul! Mehaba Estambul!" diye alkışladı, ben korktum ölecek diye yaşlı başlı dediğin hani böyle evin bir köşesine oturur, artık çekilir kabuğuna diye düşünürdüm....
-misal buna Compay Segundo(buena vistanın esas adamı), adam 95inde...5 çocuğum var 6.sına çalışmaktayım diyor ağzında her zamanki purosuyla...:)diyor ki bak bu puroya ben 5 yaşındayken başladım, küçükken ninemin purolarını ben yakardım 90 yıl olmuş vay be..."Hayatta en çok sevdiğim üç şey: çiçek, puro ve kadın":)-

Buena Vista Social Club belgeselini izlemiş miydiniz bilmiyorum(çok tavsiye ederim harikadır!), o insanların yaşamları, düşünceleri, müzikleri, mutlulukları bir başka...İbrahim Ferrer'in evini gösterdi, çok mütevazı bir ev...evinin bir köşeciğinde bir azizin küçük bir heykeli var, ona her gün çiçek sunuyormuş, Rom sunuyormuş her gün (ben seviyorsam benim azizciğim de sever) diyor bu arada Latin Amerikalılar İspanyolca'yı çok daha güzel konuşur çok tatlı konuşur, hemen her sözcüğe bir küçültme eki eklerler "ah bir kahvecik içeriz mariacığım" gibisinden:):)sonra İbrahim Ferrer parfüm de sıkar heykele, evden çıkmadan hem bana hem ona der...

böyle işte, bir hayal edin ...


İbrahim Ferrer bir ayakkabı boyacısıydı ve mutluydu...


böyle küçük bir ülke böyle büyük insanlar böyle güzel bir müzik...


gitmek gerek Fidel ölmeden...




çok mu şey istiyorum?:) ama ne yapayım ben öyle bir hayat istiyorum, gideyim gezeyim öğreneyim tüm dilleri öğreneyim (bu arada heeyy İtalyanca'ya başlıyorum:)
etrafımda her dilden her kökenden her dinden her yerden insanlar olsun...

bir de siz eksik olmayın yanımdan güzel insanlar...başka ne isterim...


Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın


(A. Behramoğlu)

hepinize kucak dolusu sevgiler, iyi bayramlar:)

6 yorum:

Yasin Cem Kandemir dedi ki...

efendim sizin aradıgınıza uyar mı bilmem ama gecen bna bi mail gelmisti 101 lezzet,canım istanbulum diye...boyle esnaf lokantalarından,borekcilere,kebabcılara ...ilginizi ceker mi bilmem. emir bey e mail i gonderdim. ondan isteyebilrsiniz.

Adsız dedi ki...

al sana yorum cicim:
(revise edilmiştir) bu sana daha çok yakışıyor. okurken ahanda bişiler öğrendim yaşasın dedirten cinsten. mutlu şahsım teşekkür eder. segunda amca anlık kararla alınan ve taksiti anca biten müzik setini hatırlattı allaaam.:)

maria dedi ki...

bu arada
aman tanrım 2 boun'lu arkadaşım yorum yazmışken aklıma geldi ben İstanbul'un çok eski bir resmini koyacaktım ki içinde Boun'un ilk yapılmış binası vardır neyse size özel bir blog hazırlayacağım:)

kadifedenkesesi:
efendim çok müteşekkirim en kısa zamanda Emir Bey'den isteyeceğim o maili...sağ olun katkılarınız için:)

yaprakım:
ah o gün süper salsa yapmıştık/yapamamıştık "chan chan" eşliğinde:)ben teşekkür ederim asıl sana, bana bu kadar mutluluk verdiğin için...

Emir Bey dedi ki...

neden bilmem çok büyük keyif alıyorum yazdıklarını okurken Beratcım, iyi ki yazıyorsun iyi ki okuyoruz iyi ki tanışıyoruz, umarım istediğin gibi etrafında her şekilde insanlar olur ama hepsi de en sevdiğin arkadaşların gibi güzel, değerini bilen, seni üzmeyen insanlar olur. maili de ileteyim sana unutmadan :) saygılar sevgiler !

maria dedi ki...

emir bey:
onur duydum teşekkür ederim:)iyi ki tanışıyoruz gerçekten, iyi ki yanımdasın...

Adsız dedi ki...

bir kıskançlık mı sardı beni ne:)

Güzel günler bizi bekler,eyvallah dersin olur biter...

İstanbul sana yar olsun dostum:)