Pazar, Kasım 26, 2006

Kuvvetli!!
Diyafram!!
Çene!!
Omuzlar aşağı!!
Nefes!!!
Çok mantıksız!! az önce re yapmıştın neden si'de duruyorsun ya!!!???
DİYAFRAAAAMM!!!!baş yukarı!!!Evet evet!!!
bu hafta ilk şan dersimi aldım ve yukarıda görmüş olduğunuz bilumum emirlerle bir saat geçirdim...çok stresliydi...bir kere benim tiz seslere çıkamama sorunum var zaten o yüzden şan dersi alıyorum, ses denemesi yaptı, çok heyecanlandım,tize geldi kafa sesi bile kötü çıktı, çıkamadı daha doğrusu, cevap da güzeldi:
"evet siz Türkler'in genel kompleksi zaten kafa sesine kaçmak...ahah!"
daha da birçok sinir bozucu espriler ve iğnelemelerle geçti dersim:
"neden tize çıkamıyorsun?sen insanlarla yazışarak mı anlaşıyorsun? aha!"

ne bileyim, pek de ısınamadım bu hocaya ilk dersten...ya da benim mi kuruntum bilmiyorum. Mesela derste şunu fark ettim, normalde karşımdakiyle konuşurken hiç kollarımı kavuşturmam, derste 3-5 defa oldu bu bana...umarım bu benim yaptığım bir kuruntudur, çünkü şu okulda zevk aldığım tek aktivite koro iken o dağıldı, bunda da her hafta stresli olursam niye alıyım ki dersi?
-ki, ÇOK ÖZLEDİM KOROYUUUU!!!!:(-

konser sonrası sevindirik halimizi....
Emre'nin sol yanımda duymaya alıştığım güzel sesini ve şakalarını...


Canan ve Başak'la kulis heyecanlarımızı...
Harbiye konserini ve sonrasını....
ah çok özledim!!!
yine konumuza dönersek,:)varsın adam Milan'larda opera okumuş olsun, şarkı söylemenin zevkini ve güzelliğini iletemedikten sonra neye yarar...bir de insan empatik olsun biraz ya...
ama eğer giderse bu şan dersi, sene sonunda güzel bir kostümlü mostümlü, düetli korolu bir konser yapıcakmışız...
bana sordu ne söylemek istersin diye, ben de İspanyolca olabilir dedim, ya da Nat King Cole'dan F. Sinatra'dan olabilir, onları seviyorum dedim...bana da parçalar getirecekmiş bakalım...
çok da değişiklik yok şan dersi dışında aslında!! Millete tarih ve SPS(social political sciences) anlattım bir güzel oturum düzenleyerek, dün gece 00.00da başladık sabah 06.00ya kadar anlattım ve bittim:) sonra ver elini İstanbul dedim ve Yaprakımla buluştum böyle bir rahatladım ohh dedim...bir sınavım kaldı o da bitince artık beni kimse tutamayacak
ilk Emirlere gidicem, annesinin güzel yemeklerini yiyeceğim(zaten sadece yemek için gidiyorum:):p)
sonra artık belki bir Antalya yaparız...
bakalım gelecek günler bize neler getirecek...
bu arada...
bana özgü şeyleri hayata geçirmenin güzelliğini yaşıyorum bu aralar...
ben sarılmayı severim, hem de sıkı sıkı!!!İnsanların gün boyu iyi hissetmesi için kendilerini 7 kişiye sarılmaları gerek!!!Gülmeyin dalga da geçmeyin gerçek bu...
kampüste çok kişi uzak birbirine...
bir de,
kimin sevgiye ihtiyacı yok ki? bunu kabul edelim bir kere...
o yüzden ben artık, mümkün olduğunca sarılıyorum arkadaşlarıma...hiç bırakmayacakmış gibi hem de...siz de deneyin..
ben bunu çok yaptığım için artık insanlar ben söylemeden gelip sarılıyorlar!!İnsanları alıştırdım buna, dün Namık "gel ben sana 7 kere sarılıcam" bile dedi!!:D
ne mutlu bana:)

Salı, Kasım 21, 2006

galiba...

Say it's true, there's nothing like me and you
I'm not alone, tell me you feel it too

And I would run away
I would run away...
I would run away I would run away
with you...


çok güzel şarkıdır...
sizi alır götürür nereye ya da kimin yanına gitmek isterseniz...
http://www.youtube.com/watch?v=VsNX0A_aRRo&mode=related&search=

Cuma, Kasım 17, 2006

SPECIAL THANKS TO...

ben en çok sınava çalışma/çalışmama dönemindeki laubaliliği seviyorum...
dün Kerem bana 1023. kez fizik anlatıyordu artık bıktı(değil aslında ama ben bıktırdım galiba:) ) ve vodka içerek anlatmaya başladı:), içmese çünkü benim anlamamamdan dolayı sonum kötü olabilirdi, en azından rahatlatıyordu onu hem de daha sabırlı olmasını sağlıyordu...Birçok diyalog şöyleydi:
1.
-Anlatabildim mi Berat?
-ya evet de ben anlayamadım
-yok canım ben anlatamamışımdır:)
2.
-Anladın mı Berat?
(Berat Japon çizgi film kahramanları gibi gözbebekleri büyüyüp küçülerek önündeki kağıda bakar ve başını iki yana sallar)
ve Kerem vodka şişesine uzanır...
:):p

gerçekten çok teşekkür ederim bana ettiği yardımlar için:)(umarım yarın yapabilirim birşeyler:s)

Kerem gerçekten çok yardımsever, iyi yürekli, özverili ve bunun da ötesinde çok mütevazi bir insandır...
bu sene çok güzel oldu bir bakıma, yeni insanlar tanıdım ya da daha önceden tanıdıklarımı çok daha yakından tanıma fırsatım oldu, içlerindeki güzellikleri görme şansım oldu...bu güzel insanların arasında hiç kuşkusuz Kerem de vardır...

yeniden sonsuz teşekkürler....:)

Perşembe, Kasım 09, 2006

yapılması gerekenler listesi:
1. hiçbir şey anlamamış olduğum Fizik konusunu haftaya cuma gününe kadar anlamak özümsemek yapabilmek
2. SPS(social & political sciences) okumalarını yapmak ama hepsini, Hakan'ın notlarını bulmak okumak
3. Tarih okumalarını yapmak ama hepsini, Tarih notlarını birisinden almak onu da iyice anlamak yazmak tartışmak
4. SPS'ten haftaya perşembe için şöyle bir 1000 kelimelik Roma üzerine yazı yazmak ama akademik olucak öyle free writing değil
5. Salı sabahına hazır olması gereken Cultural Studies dersine "poststructuralism and postmodernism" üzerine üç sayfa response paper, tabi öncesine okuyacaksın hepsini
6.Edebiyat dersi için okuduğun üç tanzimat romanını karşılaştırarak Osmanlı'da kölelik konusunu açıklayan 1000 kelimelik akademik yazı, bu cumts için ama araştırmasını yapmak gerekirmiş şimdiden
7. okumamış olduğun Cult okumalarını yapmak sınav için
8. cep telefonunu değiştirmek, bugün bozuldu açılmıyor kendileri bir türlü
9.odana artık minder ve halı almak(kimseyi buyur edemiyorum odama öyle demeyin)
10. spor konusunu artık bir rutine almak olmuyor böyle keyfi keyfii...

sıkıldın mı daha sayıyım mı?:)


yapmak istediklerim ise:
1.cuma Yaprakıımla buluşup gevezelik etmek Rembrandt sergisinde gezinmek akşam annem babam abiciiim ve ben bir yerlerde buluşup balık yemek (çok özledim balık yemeyi, burda bir balığım bile yok anlıyor musun...:emrahsmiley:)
2.cumartesi günü Ayşegül ve Beril'le film izlemek lak lak etmek gülmek
3.pazar günü Osman Bey ile İstanbul'da gezinmek elimizde "İst. gezi rehberi" kitabımızla
4.pazar akşamı cümbür cemaat(B1 ve A3 ahalisiyle:)) yemek yapmak mutfakta makarna et ne olursa artık sonra monopoly tabu oynamak ya da sadece sohbet etmek sabaha kadar
5.ya da ne bileyim beni manzaralı bir yere bırakın cuma akşamı pazartesi de alın bakıyım izleyeyim düşleyeyim gülümseyeyim vs. iki gün boyu


iki liste niye birbirini hiç tutmaz anlamıyorum...

bu duruma giden en iyi şarkı nedir sizce?siz seçin hep ben mi seçeceğim canım?:)

Çarşamba, Kasım 08, 2006

Söyle Söyle Şarkı Söyleeee:)

Volareeee ( o oooo....)
Cantareeeee (ooo ooo o...)
:)
Nel blu dipinto di blu'yu dinliyorum gün boyu:)
Sever misiniz:)?
İtalyanca öğrenmeye başlayalı daha bir güzel ve anlamlı geliyor şarkılar:)

bir de hani bir fotoğraf vardır bilir misiniz tatlı bir kurbağa güler yeşil bir yaprağı üzerinde, ona sarılmışken...battaniye niyetine kullandığı yaprağı üzerinden atıyor sanki her sabah...benim aklıma hep o kurbağa geliyor sabahları....ben o kurbağa gibiyim sanki büyük bir heyecanla, yüzeceğim derelere gitme isteği içerisindeyim, daha ne sinekleri yakalayıp yutucam diye düşünüyorum, günaaaayydıııın diye bağırasım var sabahları oda arkadaşım uyumuyor olsa:)yazık bilgisayar mühendisliği son sınıf bıırrrr.....:S:)bugün Mat sınavım vardı ama pazartesi gün boyu 'volare'yi söyledim durdum hiç çalışmadım, gecenin üçünde arkadaşıma söyledim şarkılarımı ama ne güzel duyguydu hiç de pişman değilim!!!:):hiç utanmayansmiley:
Mat'ı geç ona çalışma faslı ne kadar zevkliydi yahu!Dün hele hele Namık ve Kerem Beyler'deydim bu kadar eğlenceli bir sınav hazırlığı yaşamadım...Namık Bey gitar mı çalmadı ben şarkı mı söylemedim, gelsin mandalinler, gitsin hindi adanalar...Arada "sütü seven kamyoncu tem'eeee" ve "Kadir..deli Kadir uleeeynnn" diye çıtır gevreklerimiz de oldu:)...Namık Bey'in süper fotoğrafçılığı ve Kerem Bey'in "hayat maximumda" sıçramaları da cabası...peki siz ne ara çalıştınız kuzum? diye sorarsanız ise hakikaten çalıştık "arada":p çok verimliydi yahu sınavda yaptım valla...en kısa zamanda kahve keyfi yapacağız umarım bu güzel insanlarla:)


bakınız soldan Kerem ben ve Namık

Namık Bey'in objektifinden
Günlerim güzel geçiyor sebebi ise geçen cuma başladı:)en sevdiğim insanlardan biri olan Yaprakııııımla buluştum ama fotoğraf makinem yanımda değildi:( ne güzel seni hiç yargılamayacak seni olduğun gibi sevecek bir insanın yanında olması...cuma çok bozuktu moralim sebepsizce, Yaprak da bana çok güzel bir hediye almış geçmiş doğumgünüm için, herzamanki gibi bir de güzel kart yazmış(ne düşünceli...) ben kartı okumamla beraber ağlamaya başladım...O da ağladı, karşılıklı uzuuun süre hem ağladııık hem güldük hem üzüldük hem sevindik...Benim bütün yükümü aldı Yaprak o güzel sımsıcacık dostluğuyla...Ne şanslıyım ki benim bir Yaprakım var diyorum her gün...:)
Haber aldım ki,
Passiflora konserine Emir ve Yasin Beyler geliyorlarmış teeee Boğaziçinden çok sevindim mutlu oldum ne güzel ne güzel:)
ya ne büyük mutluluk var içimde bilmiyorum nasıl oldu bu hiç bitmesin istiyorum:)hep gülesim geliyor sınavda yine şarkı söyleyesim geldi, istiyorum ki hep günlerim güzel şarkılarla güzel insanlarla beraber geçsin:):)
hadi hadi daha dinlemediniz mi nel blu dipinto di blu'yu?izleyin siz de en azından oooooo kısmında katılın,
bir daha bir daha:)
volareeeeeee
cantareeeeee:):)
hepinize bol şarkılı sevgi dolu günler

Perşembe, Kasım 02, 2006

bugün bir peri gördü saklayamadığım yüzlerimi...maskenin ardını gördü, yakıştıramadı bana hiç hüznü...sessizliğimi hiç sevmedi, yakışmıyor dedi, ve şarkınla inadına inadına yaşa Maria diye fısıldadı kulağıma...sizin de böyle perileriniz yok mu birdenbire ortaya çıkan, yükünüzü alan, size sarılan hiç bırakmamacasına?...dostluk bu olmalı galiba...

yaşamak
sadece yaşamak
sessizce yaşamak
insanca yaşamak
inadına inadına yaşamak

yaşamak
korkusuz yaşamak
hesapsiz yaşamak
çıkarsız yaşamak
inadına inadına yaşamak

yaşamak
parasız yaşamak
çaresiz yaşamak
sevgisiz yaşamak
inadına inadına yaşamak
yaşamak
sularla yaşamak
rüzgarlarla yaşamak
dostlarla yaşamak
inadına inadına yaşamak

yaşamak
ölümle yaşamak
acıyla yaşamak
hasretle yaşamak
inadına inadına yaşamak

yaşamak
düsüncenle yaşamak
yüreğinle yaşamak
sesinle yaşamak
inadına inadına yaşamak

yaşamak
düşünle yaşamak
gününle yaşamak
anılarla yaşamak
inadına inadına yaşamak
yaşamak
coşkuyla yaşamak
onurla yaşamak
sevgiyle yaşamak
inadına inadına yaşamak

(Altan Erkekli'nin İnadına Yaşamak adlı oyunundan)